
BİNLERCE YILLIK ŞİFA
Share
Bazen düşünüyorum…
İlk kim farketti, bir lavanta yaprağına dokunduğunda onunla sakinleşebildiğini. Ya da kim, ilk defa bir gül yaprağını ezdi ve kokusunu saklamak istedi.
Bunu bilmiyoruz.
Ama bildiğimiz bir şey var: İnsanlar binlerce yıldır doğanın bu iyiliğine kulak veriyor. Bazen bir tenin üstünde, bazen bir yastığın köşesinde, bazen de hayatının tam ortasında…
Biz onların sadece güzel kokmasıyla ilgilenmiyoruz.
Çünkü bir yağı koklamak, onu hayatına dahil ederek küçük ritüeller oluşturmak, bir nevi kendine seslenmek aslında. “Dur.” demenin “İyi bak kendine.” “Unutma, sen de doğanın bir parçasısın.” demenin bir yolu.
Bazen binlerce yılın bilgeliğini taşıyan -o küçücük şişeye sığmış- bir lavanta damlası, sakin bir gece uykusu saklıyor içinde.
Bir ıtır, içini ferahlatıyor; kapalı kalmış bir pencereyi aralıyor.
Bir damla bergamot ise, “Her şeye rağmen, bugün daha iyi hissedeceğim.” deme cesareti yaratıyor.
Bir difüzörde odanı sarıyor, bazen bir banyo suyuna karışıyor, kimi zaman da tenine yaydığın küçük bir ânın içine yerleşiyor.
bizce, “Hep olmalı.” dediğimiz ritüeller de tam burada başlıyor. Kendine dönmeni, kendine iyi davranmanın, kendini unutmadığını hatırlamanın küçük ama güçlü bir yolu oluyor.
.
Noi'de biz, bir damlanın içindeki o sessiz hatırlatmayı önemsiyoruz. Antik Mısır'dan bugüne uzanan bu kadim şifayı, doğanın bu yumuşak sesini duyurmak, kendini ihmal ettiğin yerden seni yumuşakça geri çağırabilmek istiyoruz.
Kendine dönmek isteyen herkese sevgiyle..
Banu